Taşıma Ulaşım Esnaf ve Sanatkarlar Hasar Tespit Raporu
16 Mayıs 2022 14:00 | |
16 Mayıs 2022 14:00 | |
çevrimiçi toplantı |
KATILIMCILAR:
-Dünya Esnaf Sanatkarlar Derneği Onursal Başkanı
EROL KORKUT
-Dünya Esnaf Sanatkarlar Derneği ve Ahi Enstitüsü Başkanı
Fehmi ÇALMUK
-İstanbul Kamyoncular Esnaf Odası
İhsan TEMEL
-Ankara Servis Aracı İşletmeleri Esnaf Odası
Tuncay ELMADAĞLI
-Ankara Ota Sanayicileri Esnaf Odası Başkanı
Mustafa ARSLANOĞLU
Hukukçu
SÜLEYMAN KIRAN
-Uluslararası Nakliyat Sektörü Temsilcisi
İBRAHİM KAYIKÇIOĞLU
-Türkiye Otomobil Bakım Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı SERKAN BAKIRTAŞ
SORUNLAR:
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği, Ahi Enstitüsüyle beraber, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplum İlişkiler Genel Müdürlüğü ile beraber bir proje yürütüyoruz. Bu projenin ana ekseni şudur. Anadolu’nun Ahisiyiz, Üreten Türkiye’nin Hizmetindeyiz, Türkiye’de üretim sektörü bakımından hem istihdam oluşturan hem de ekonominin, bugün pandemi sonrası fiyat artışlarıyla mağdur duruma gelen ama buna rağmen sesini soluğunu büyük holdingler gibi çıkartmayan esnaf ve sanatkarlara yönelik çok önemli toplantılarımızdan birini daha gerçekleştiriyoruz. Bu toplantımız taşıma ve ulaşım sektörüne ilişkin, Taşıma ve ulaşım sektörünün tüm değerli katılımcılarını saygıyla selamlıyorum. Değerli konuklar, size arz ettiğimiz yazıdan dolayı, katılımlarınızdan dolayı en başta teşekkür etmek istiyorum. Şöyle bir önerim var, değerli başkanlarımızı sırasıyla anons yaptıktan sonra 10 dakika içinde, belli başlı sorunlarını, diğer etapta da sorunlara ilişkin çözüm önerilerini ifade edebilirlerse, biz bu konuşmaları deşifre ederek bir rapor haline getireceğiz. Ve sizin önerilerinizi bir liste haline getireceğiz. Belki bu aşamada Türkiye’de çok oda STK buna benzer bir çalışma yapmıştır ama bizim bu sektöre ilişkin en büyük katkımızın bu şekilde olacağını düşünüyorum. Şimdi İstanbul’dan, Trabzon’dan, Ankara’dan, Türkiye’nin değişik yerlerinden çok önemli başkanlarımız var. Ben arzu buyurursanız açılış konuşmasını, derneğimizin Onursal Başkanı, TESK eski Başkanvekili muhterem Erol Korkut Bey’e vermek istiyorum. Başkanım bir açılış konuşmanızla başlayalım. Sonra sırasıyla başkanlarıma söz vereceğiz efendim.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ ONURSAL BAŞKANI EROL KORKUT:
Çok teşekkür ediyorum, bütün başkanlarıma da buradan sesleniyorum. Kendilerine bu katılımlarından dolayı çok çok teşekkür ediyorum. Herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bu güzel proje, bilhassa İçişleri Bakanlığı’nın, Sivil Toplum Yönetimleri Genel Müdürlüğü’nün büyük bir projesidir. Bu projede de en büyük katkıyı veren, Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği ve Ahilik Enstitüsü olarak, her şeyden evvel bu projenin aslanlar gibi olacağına inanıyorum. Ben bu duygularla katılımcı tüm başkanlarıma selam ve sevgilerimi sunuyorum. Bende biliyorsunuz hastanedeyim şu anda.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Teşekkür ederim. Efendim şöyle başlayalım ilk önce, sektörün içinde İstanbul Kamyoncular Esnaf Odası Başkanvekili İhsan Temel Bey, o da sanırım belinden ameliyat oldu, ona rağmen bizimle, Muhterem Serkan Bakırtaş, Tüm Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı, Sayın Genel Başkan hoş geldiniz.
TÜRKİYE OTOMOTİV BAKIM DERNEKLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI SERKAN BAKIRTAŞ:
Hoş bulduk hocam, hepinizi saygıyla selamlıyorum, değerli başkanlarımıza da selam olsun.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Efendim, Serkan Bakırtaş Bey’in federasyonuna bağlı çok sayıda dernek var. Taşıma ve ulaşım sektörünün sorunlarına ilişkin ve çözüm önerilerine ilişkinde toplantılarına, çalıştaylarına çok katıldık. Evet, Sayın Başkan 10 dakika içinde sorunlarınızı, daha sonra da çözüm önerilerinizi zatıâlinizden bekleyeceğiz. Buyurun efendim.
TÜRKİYE OTOMOTİV BAKIM DERNEKLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI SERKAN BAKIRTAŞ:
Evet, değerli hocam, malumunuz Türkiye Otomotiv Bakım Derneklerinin ciddi çalışmaları var. Hem sektörde istihdam oluşturma noktasında hem de nitelikli personele ihtiyaç duyulan tüm otomotiv sektöründe ortaya koyduğu çözümlerle ilerliyor. Bununla beraber şu yakın zamanda ciddi üzerinde durduğumuz, İstanbul Trafiğinde Optimizasyon Nokta’mız özellikle hayata geçiyor. Hepimizin bildiği gibi İstanbul trafiğinin % 30 sıkışma nedeni park arayışı. Bu o kadar net bir veri ki, insanlar o kadar park arıyor ki, hatta İçişleri Bakanlığı verisine baktığınızda, belli olayların olma nedeni de maalesef park kavgaları, park arayışı. O da zaman zaman meydana geliyor ve basına da yansıdığını hep beraber görüyoruz, takip ediyoruz. Dolayısıyla bizim yaptığımız çalışma, özellikle İstanbul’da aslında çok sayıda otopark var ama biz nihai tüketici olarak, hangi otoparkın uygun olup, hangisinin uygun olmadığını bilmiyoruz. Bu vesileyle aslında otopark olmayıp, otopark gibi kullanılan, 5 yıldızlı otellerden tutun, rezidansların otoparklarını bile hepsini bir uygulamada topladık. Bu şunu getirdi, beraber burada Bakırköy’deyiz, hareket edeceğiz, Kadıköy’e gideceğiz. Gideceğimiz adresi yazdığımızda, gitmeden önce aslında hangi otoparkın dolu, hangisinin boş olduğunu görüyoruz ve boş otoparka gidiyoruz. Dolayısıyla karbon salınımı gibi bütün sürece dokunan bir çalışma. Buna da otopark optimizasyonu diyoruz. Ve gelecek on yılda, özellikle şunun altını çizeyim, şu anda 26 milyon araç sayımız, 40 milyona yaklaşacak. Çünkü ortalamaya bakıldığında Avrupa ülkeleri bizim çok üstümüzde araç sayısı bakımından, Almanya ile aynı nüfusuz ama yüzölçümü olarak Almanya’dan büyüğüz ama Almanya’daki araç sayısı, buranın 2,5-3 katı. Ama Almanya’da böyle bir keşmekeş, böyle bir trafik problemi yok çünkü onlar 50 yıl önce bunu yapmışlar zaten. Bu çalışmanın İstanbul ve İstanbul dışındaki, Ankara, İzmir gibi yoğun merkezlerde bir nebze olsun, ciddi bir optimizasyonla, otopark konusuna derman olacağı kanaatindeyiz. Bunu özellikle belirteyim, yakın vadede planlarımız ve hayata geçirdiğimiz çalışma, diğer yandan takdir edersiniz, bugün otomotiv sektörü deyip geçmeyelim, bizim temsil ettiğimiz alanda 1,5 milyon kişi çalışıyor. Yine Türkiye’de 300 bin KOBİ var. Geçen Ali Bilaloğlu ile konuşuyoruz. Doğuş Grubunda Otomotiv Başkanı, 221 bin tespit etmişler ama kayıt dışı da çok malumunuz, biz 300 bini aştığını düşünüyoruz. Bununla ilgili de bir çalışmamız var, bu da şunu getiriyor. Her gün biz 5 milyon vatandaşa hizmet üretiyoruz. Ne üretiyoruz peki? Biz 2 milyon kişiye park üretiyoruz yani otopark hizmeti veriyoruz. İstanbul’da 170 bine yakın İspark’ın ürettiği hizmet var. Biri gelip 2 saat park edip para ödüyor. 2 milyon vatandaşımıza otopark hizmeti üretirken, yine her gün 1 milyon vatandaşa da araç yıkama hizmeti üretiyoruz. Bunun %30’una yakını akaryakıt istasyonlarında, %70’ini de tabiri caizse, profesyonel olan ve olmayan oto yıkamalarda ürettiğimiz hizmettir. Vale yine son zamanda gündeme geldi, hocam biliyorsunuz, İçişleri Bakanımız ve Çevre Bakanımızla yürüttüğümüz vale yönergesini hayata geçirdik. Artık valeleri belgelendiriyoruz. Vale işlem sayımızda yaklaşık 1 milyon, bugün artık düşünün bir restorana, börekçiye bile gittiğimizde kapısında bir vale görüyoruz. Çünkü bir ihtiyaç, 20 yıl önceki araç sayısı ile bugünkü araç sayısı aynı mı veya 20 yıl sonra araç sayısı aynı mı olacak? Bu ihtiyaçlara çözüm için de bir alan açtık. Hareketli vale diye bir vale sistemi de başlattık, hepsini belgelendiriyoruz, kayıt dışının önüne geçiyoruz. Bu alanda da bu mesleğin, ciddi bir meslek olduğunu anlatıyoruz. Bugün 200 bin kişinin çalıştığını düşünüyoruz. Hane halkı ortalamasını 3,67’den hesaplarsanız bile, 500-600 bin kişi sadece vale sektöründen geçimini sağlıyor bu da önemsenecek bir rakam, azımsanacak bir rakam değil, bunu da belirtmiş olayım. Vale ile de ilgili bir çalışmamız var. O da ulaşımda, trafikte ciddi bir rahatlamaya yol açacaktır. Takdir edersiniz artık teknoloji devri, elektrikli araçlar çıkıyor. Bununla ilgili de ciddi çalışma yapıyoruz, elektrikli araçların şarj etme noktaları çok önemli gelecek dönemde, bu anlamda hem istihdamda hem de trafikte, ulaşımda ciddi çözümlerle yakın zamanda, ülkemize fayda getirecek projeleri hayata geçireceğiz inşallah, bunun bir kısmını da geçirdik bu arada. Yine global anlamda yatırım almış firmalarımız var. Bu firmalar büyümeye devam ediyor. Bu tarz akıllı teknolojileri de hayata geçiriyorlar. Hocam çok teşekkür ederim.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Sağ ol başkanım, şimdi değerli konuklar, sektörün sorunları var, Süleyman Bey var aramızda, hukukçu, bu konuda doktora yapmış, taşıma ve ulaşım sektörünün altyapı hukuki sorunlarına ilişkin, dinledikten sonra sözü ona vermek istiyorum. Şimdi Trabzon’a gitmek istiyorum. Bu taşımacılık sektörünü uluslararası platformda da sürdüren, bu sektörün çok önemli isimlerinden biri, Sayın İbrahim Kayıkçıoğlu, Sayın Kayıkçıoğlu hoş geldiniz. Sizi dinlemek istiyoruz.
ULUSLARARASI NAKLİYAT SEKTÖRÜ TEMSİLCİSİ İBRAHİM KAYIKÇIOĞLU:
Evvela bize bu imkanı tanıdığınız için size ve diğer katılımcı meslektaşlarımıza ve izleyen tüm takipçilerimize selam ve saygılarımız sunuyorum. Kategorimiz gereği bir uluslararası nakliye firması olduğumuzdan dolayı malum sıkıntılarımız çoktur ama inşallah sabır ve metanetle bekleyip, zamana bırakacağız, inşallah bu sorunların da zaman ilerledikçe geçeceğine inanıyoruz. Birkaç madde de toplamak istiyorum. Shengen bizi çok fazla engelliyor. Malların serbest dolaşımı, Avrupa Birliğinin 4 temel serbestisinden biridir. Üye ülkeler tarafından birlik iç pazarına sunulan sanayi ürünleriyle belirli kurallar çerçevesinde, birliğe ithal edilen 3. ülke sanayi ürünlerinin, herhangi bir teknik engelle karşılaşmadan serbest dolaşıma girmesi değişmez kuraldır. Bu Avrupa Birliği’nin kuralı, Gümrük Birliği’nde alınan kural budur. Malların dolaşımı serbest kurallara bağlanmışken, burası çok ince bir nokta, malı taşıyacak tır sürücülerimiz için Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye elçiliklerine yaptığımız sürücü vize başvurularımızı genellikle ret ile yanıtlıyor. Vize verilmiyor ya da 20-25 gün veriliyor. Şu anda mesela 1 ay kadar bekliyoruz, bu ret ile de sonuçlanabiliyor. Tırları sürücüler kullandığına göre, vize edinemeyen sürücüler nedeniyle bu mallar nasıl serbest dolaşımda dolaşabilecek? Bu soruya hiç kimse mantıklı bir cevap veremiyor, Avrupa Birliği ’de, bürokratlar da dahil lakin çözüm de üretilmiyor. Malların serbest dolaşımının, tır sürücülerinin serbest dolaşımına bağlı olduğunu, kendileri de ifade ediyorlar. Vize serbestisini biran önce sağlamalarını bekliyoruz.
Pandemi etkisine değinmek istiyorum, malumunuz 2020 Şubat ayında, insanlığı etkisine alan Covid 19 pandemisi nedeniyle tüm dünya durdu. Durmayan tek sektör, bizim lojistik sektörü oldu. İnsanların ihtiyaçlarını taşıyan bu sektörün durması, yaşamın bitmesi anlamına gelecekti. O nedenle bir ülke haricinde, birbirine ticari olarak bağlı ülkeler olası kısıtlamalardan lojistik sektörünü muaf tuttu. Bu tedarik zinciri halkasını koparan tek ülke maalesef Türkmenistan oldu. 2020 yılı Şubat ayı itibariyle tüm sınır kapılarını kapattı ve halende açmış değil. Türk Cumhuriyet’lerine ulaşımda İran üzerinden gerçekleştirilen taşımalarda önemli bir transit konum barındırmaktaydı. Sınır kapılarını kapatmasıyla, Özbekistan, Kırgızistan, Moğolistan, Afganistan’a yönelik sürdürülen ihracat taşımalarımız, Gürcistan hattına kaydı. Rusya ve Kazakistan, transit olarak gerçekleştirilen taşımalar için, yeterli sayıda transit geçiş bölgesi kotası vermedi. Bu yeterli gelmediğinden hem ihracatımız hem de taşımacılığımız olumsuz bir şekilde etkilendi ve hala etkilenmektedir. Türk Cumhuriyet’lerine yönelik taşıma pazarımız, maalesef yabancı plakalı taşıtlara kaymış durumda. Bugün bu Rusya-Ukrayna savaşı bitecek olsa on yılda tozu kalkmaz. Dolayısıyla Avrupa Birliği ve ABD’nin Rusya ve Belarus’a yönelik ambargo uygulamaları devam edecek. Taraflar arasındaki ticaret dolaylı yollardan sürdürülecektir. Türkiye konumu itibariyle bu ticaretten olumlu etkilenecektir. Halihazırda Rusya ve Belarus plakalı tırlar Avrupa ülkelerine giremiyor, aynı şekilde Avrupa ülkeleri de bu iki ülkeye giremiyor. Rusya ve Belarus tırlarının bu süreçte Türkiye’den başka çıkış kapıları kalmamaktadır. Türkiye’ye aktarılan ülkelerin varışlı yükleri, Türkiye’den taşımak durumundadırlar. Pandemiyle birlikte Gürcistan güzergahı, zorunlu güzergah haline geldi, Türk Cumhuriyet’lerine ulaşımda, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte Ro-Ro ile Ukrayna’ya geçerek Rusya, Ukrayna, Belarus’a gerçekleştirilen taşımalarımız stok hale geldi. Ukrayna limanlarının kapanmasından dolayı, bu 3 ülkeye gerçekleştirilen taşımalarda Gürcistan sınır kapıları çok önemli hale geldi. Yalnız bizim için değil, Rusya ve Belarus için de durum böyle. Bu iki faktörle birlikte, Sarp, Aktaş ve Türkgözü sınır kapılarının her iki yönünde de ciddi tır kuyrukları oluşmaktadır. Elbette sonrasındaki ülkelerde de durum aynı. Rusya – Ukrayna savaşının etkileri kolay geçmeyecektir lakin Türkmenistan’ın sınır kapılarını açması, Gürcistan ile var olan sınır kapılarımızın yoğunluğunu azaltacak yegane faktörlerden biri olacaktır. Diğeri ise, ülkemize doğudan gelen araçların, doktor, ziraat ve tarım kontrolü yapılarak, ülkemizden transit geçişi gerçekleşmektedir. Ama sınır kapılarımızda sabah 9’la 17 arası doktor ve tarım kontrol memuru bulunmaktadır. Biz bunu defalarca da talep ettik, tekrar burada da söylemek istiyorum, bunların da normal polis, gümrük tescil ve muhafaza gibi 24 saat hizmet vermeleri halinde, sınır kapılarındaki yoğunluğun büyük ölçüde azalacağına inanmaktayız. Çünkü saat 9-17 arasında geçen araçların işi bitmektedir ama 17’den sonra giren yüklü araçlar sabah 9’a kadar beklemek mecburiyetinde kalıyorlar. Sabaha kadar beklemekten ötürü gümrükte yoğunluk artıyor, dolayısıyla tıra geçiş yeri kalmıyor. Gürcistan boş tırları bırakmıyor, ülkemize büyük ölçüde boş tır girdiği için, bunlar çok fazla kuyruk oluşturuyorlar. Bu sebeple, bu problemimiz için, hangi bölümler ilgiliyse, onlardan da bir çözüm bekliyoruz. Üzülerek ifade ediyorum ki, bu savaş bitse de maalesef komşu coğrafyada hiçbir ülkeden sınır kapılarında tahsil edilmeyen ücretleri Azerbaycan’a ödüyoruz. Bakın tebessüm ederek konuşuyorum, Azeri kardeşlerimiz alınmasınlar, Türkiye plakalı tırlardan sınır gümrükleri baya bir para tahsil etmektedirler. Mesela, yanıcı eşya denilerek 320 dolar ödüyoruz, bir tek Türk araçlarından maalesef. Bunun yanında devlet yol fonu diye 155 dolar ödüyoruz. Şehir içine giriş ücreti diye 25 dolar ödüyoruz. Bu paraları sadece ve sadece Türk plakalı araçlardan alıyorlar. Bu iki para 180 dolar ediyor artık daha rekabet etme şansımız olmuyor, adam yükü alıp kendisi taşıyor biz de garajımızda boş arabalara bakıyoruz. Son olarak, bizim meslek birimimizde en büyük sıkıntımız, genç eleman bulamamak. Ya bu meslek helal emek ve kutsal bir meslektir. Şahsım dahil, kendim 35 yıl bu işi yaptım, mesleğimle her zaman gurur duydum. Maalesef genç nesil, şoförlük mesleğine çok sıcak bakmıyor. Halbuki şu anda dünyada en popüler ve en paralı meslek, aranan meslek şoförlük, Amerika’da, Avrupa Birliği’nde, İngiltere’de ki bunu medyadan da izledik. İnşallah, gençlerimizin bu mesleğe arzulu ve sıcak bakmalarını temenni ediyorum. Saygı ve selamlarımı sunuyorum.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Sağ olun, Sayın İbrahim Kayıkçıoğlu Bey Trabzon’dan katıldı. Taşımacılık sektörünün, uluslararası boyutuna ilişkin görüşlerini aktardı. Şimdi her aracın nihai gideceği bir nokta var, oto sanayi, Ankara’da çok genç olmasına rağmen deneyim sahibi, tecrübeli bir başkanımız var. Ankara Oto Sanayi Esnaf Odası Başkanı, Sayın Mustafa Arslanoğlu. Sayın Başkanım, sektörün sorunlarına ilişkin en yakından tanık olan ve çözüm önerileri getirebilen bir başkansınız, söz sizin efendim, buyurun.
ANKARA OTO SANATKARLARI ESNAF ODASI BAŞKANI MUSTAFA ARSLANOĞLU:
Öncelikle katılımcılara teşekkür ediyorum. İnşallah toplantılarımız hayırlara vesile olur. Tabi toplantımızda sektörel bazda taşıma sektörü olduğu için bizlerde direkt taşıma sektörü olmasak ta yan kuruluşuyuz. Sonuç itibariyle oto sanayilerimizde, servislerimizde bu taşıma sektörünün araçlarının tamirlerini, bakımlarını yapıyoruz. Belki sorunlarımız ortak, en büyük sorunumuz malum petrol fiyatları, özellikle benzin, mazot fiyatları. Bu doğrudan doğruya bütün esnafımızı, Türkiye’deki her bireyi doğrudan etkiliyor. Bunun yanında biliyorsunuz, oto çekicilerimizle ilgili yollardaki kantar problemleri var. Bununla ilgili maalesef sektörün sıkıntısı var ve yıllardır da çözüm bulunamamakta. Bizim otomotiv sektöründe genel itibariyle servislerdeki esnaflarımızın sigorta şirketleri ile ilgili çalışmaları oluyor. Bunlarla ilgili sıkıntılarımız oluyor. Bugüne kadar Türkiye genelinde bu konularla ilgili çalışan ve çözüm üreten bir esnaf odası olarak, sigorta şirketlerinin dayatmaları, esnafımıza ve vatandaşlarımıza uygulamalardan dolayı mecliste çıkarttığımız bazı yönetmelikler olsun, genelgeler olsun, Hazine Bakanlığı’nda olsun, SGK’daki çalışmalarımız neticesinde, birçok esnafımız ve araç sahibi kullanıcıları rahat bir nefes aldı. Belki sizlerde takdir edersiniz, 3 yıl önce sigorta şirketlerinin bir çalışması vardı, ağır kusurlu araçların hasar ödemesini sigorta şirketi yapıyor, daha sonra araç sahiplerine ödetmeye başladı. Bununla ilgili bir yargı sürecimiz söz konusuydu, bununla ilgili davayı Danıştay’da kazandık ve bu sıkıntının, sorunun Türkiye’de önüne geçmiş olduk. Bir de bunun yanında parçaların değişimi ile alakalı, özellikle yan sanayi parça temini ile alakalı, en son resmi gazetede de zaten yayınlandı. Eğer parça orijinalse, orijinali ile değişimi ile alakalıydı. Çalışmalarımız sürüyor. Bizim de bu toplantıda katkımız olabilirse ne mutlu, benim şimdilik söyleyeceklerim bunlar, tekrar katılımcılara saygılar sunuyorum.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Çok teşekkür ederim başkanım, efendim hukukçu Süleyman Kıran Bey var. Kendisi taşıma sektörüne ilişkin hem akademik çalışma yapmış hem doktorasını yapmış önemli bir hukukçu. Sorunlar ve çözüm yollarına ilişkin, değerli başkanlarımıza nasıl bir katkı sağlayacak, buyurun Süleyman Bey.
HUKUKÇU SÜLEYMAN KIRAN:
Herkese merhaba, Fehmi Bey çok teşekkür ediyorum, bizi misafir ettiğiniz için ekranlara, aynı zamanda aynı şekilde Ahi Enstitüsü’ne ve Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği’ne teşekkürlerimle sözlerime başlıyorum. Başkanlarımızla bir arada bulunmak bizim için mutluluk verici. Ben şöyle bir ekrana kısa yansıtma yapacağım. Öncelikle kısaca kendimden bahsedeyim, ben Dr. Süleyman Kıran, doktoramı ve yüksek lisansımı taşıma konusunda yaptım. Yüksek lisansta, karayolu ile tehlikeli eşya taşınması, doktora da ise, karayoluyla eşya taşınmasında taşıma ücreti konusunda yazmıştım. Türkiye’de bu konu ile ilgili başka çalışma yok. Şöyle bahsedelim, ben genel olarak bir toparlama yapayım. Sektöre ilişkin başkanlarımız zaten değerlendirme yapıyor, taşımadan ne anlıyoruz, karayolu ile taşımalar, hava yolu ile taşımalar, deniz yoluyla taşımalar ve demiryolu ile taşımalar ve multi model yani çok ortamlı taşıma dediğimiz taşımalar. Şimdi biz burada konumuz itibariyle karayoluna odaklanıyoruz, çünkü diğer taşıma modlarında havayolu var bildiğiniz gibi, THY olsun diğer şirketler olsun, bunlar büyük şirketler aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Denizyolu ile taşımalarda aynı şekilde büyük lojistik şirketler aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Demiryolu taşımacılığı demiryolu işletmeleri tarafından yapılıyor. Multi model yani çok ortamlı taşımalarda genellikle büyük ölçekli şirketler tarafından yapılıyor. Bizim burada ele aldığımız konu karayolları taşımacılığı olacak, karayolu taşımacılığı, eşya ve yolcu taşımacılığı diye ikiye ayrılıyor. Esnaf işletmelerinin kullandığı taşımalar daha çok karayolu ile gerçekleşiyor. Ben şöyle bir listeleme yaptım, eşya taşımalarında bağımlı olarak çalışan, tedarik zinciri içinde olan taşımalar var. Burada taşımacılar sanayi ya da fabrika üretimindeki nakliye ile ilgileniyorlar ve bağımlı olarak çalışıyorlar. Daha çok bir akdi çerçevesinde, bir iş ilişkisi çerçevesinde taşımayı gerçekleştirirler. Pandemi de daha çok fabrika ve sanayi üretimi nispeten azaldığı, yerine göre durduğu için, ister istemez bu iş alanında sıkıntılar yaşandı, bu zincir yavaşlamaya başladı. Dolayısıyla bu alanda çalışa esnafımız bazı mağduriyetler yaşamış oldu. Bağımsız çalışan taşımacılarımız var, bunlar kastımız, kum, çakıl gibi maddeleri taşıyan taşıyıcılarımız olabilir, tehlikeli eşya taşıyıcılarımız, tırlar olabilir. Bunlar bir yere bağlı olmadan çalışan bağımsız taşımacılar, daha çok pandemi döneminde kapanmalarla birlikte ve sanayi işletmelerinin durmasıyla birlikte is alanında sıkıntı yaşadığını görmekteyiz. Diğer bir başlığımız, evden eve dediğimiz nakliyatçılar, bunlar Türk Ticaret Kanunu’nda taşıma eşyası olarak değerlendiriyoruz. Ev veya bürodan yine ev veya büroya taşımacılık yapıyorlar. Pandemi döneminde kapanma ile birlikte ister istemez bu sektörün de yavaşladığını söyleyebiliriz. Diğer bir başlık kargo taşımaları, esnaftan daha çok, yine büyük şirket aracılığıyla kargo şirketleri tarafından yapıldı ve pandemi sürecinin kargo taşımalarına yaradığını söyleyebilirim. Çünkü bütün alışverişimizi online olarak internet üzerinden yaptık ve artık kargo taşımaları yetişemez duruma geldi, pandemi kargo taşımalarına yaradı. Ama şöyle bir durum var, dağıtıcılarımız iş yoğunluğu sebebiyle sıkıntı yaşadılar. Şirket sahipleri bu işten karlı çıktılar. Online alışveriş sebebiyle kurye taşımacılığı arttı. Pandemide sürekli sipariş verdiğimiz için motorlu kuryeler arttı ama bu sektör de büyük şirketlerin elinde olduğu için, esnafa yarayan bir olmadı. Bir de yolcu taşımacılarımız var, bunları da ben 3 başlık altında topladım. Bunlardan biri servis taşımaları, özellikle kamu kurumlarına, okullara yapılan servis taşımacılığı var. Okullar kapatıldı, işyerleri, kamu kurumları çalışamaz durumuna geldi ve servise ihtiyaç azaldı ve pandemi sırasında servis taşımaları ağır bir yara aldı. Bunun yanında şehirlerarası otobüs taşımacılığı var, pandemi sırasında otobüslerde alınan önlemler nedeniyle koltuk sayısı azaltılmak zorunda kaldı, dolayısıyla taşımacılarımızın geliri azalmış oldu. Bu nedenle de ekonomik sıkıntılar yaşadılar. Diğeri şehir içi taşımalar, özel halk otobüs işletmecileri benzer şekilde sıkıntı yaşadılar. Minibüs, dolmuş taşımacıları da yolcu kısıtlamaları nedeniyle, ayakta yolcu alamama ve verilen idari para cezaları nedeniyle çok büyük sıkıntılar yaşadılar ve gelir kaybına uğradılar. Gelişen bir sektör var, elektrikli scooter sektörü, bu da yine esnafa değil, büyük işletmelere yaradı. Dolayısıyla aslında esnafın işini kısıtlayan bir durum oldu, insanlar dolmuşu değil scooter’ı tercih ettiler. Kısaca şunu söyleyebilirim, pandemi sırasında toplu taşıma yerine, şahsi araç kullanımı artmış bu da esnafımız aleyhine bir duruma neden olmuş. Lojistik sektöründe aksamalar ortaya çıkınca, önceki sözleşmelerde aksamalara yol açtı, biz buna taşıma hukukunda, taşıma veya teslim engelleri diyoruz. Birçok taşıma ve teslim engeli sorunları ortaya çıktı tabi yargıya intikal eden durumlar da olmuştur. Genelge sebebiyle İçişleri Bakanlığı bazı zorunlu tedbirler almak zorunda kaldı ve esnaflarımız bu durumdan olumsuz etkilendiler. Yine halihazırda devam eden akaryakıt fiyatlarındaki artış, esnafımızın büyük ölçüde olumsuz etkilenmesine yol açtı.
Peki, ne yapılabilir? Hali hazırda vergi mevzuatında bazı indirimler, oransal indirimler öngörülebilir, vergi teşvikleri öngörülebilir. Bunun yanında ekonomik destek paketleri uygulanması, taşıma ve ulaşım sektörümüzün nispeten yaralarını sarmaya yönelik çalışmalar olacaktır. Ben daha fazla uzatmayacağım, teşekkür ediyorum.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Teşekkürler Süleyman Bey, tekrar döneceğiz. Ameliyat olduğu halde bizi kırmayıp teşrif buyurdular, İstanbul Kamyoncular Esnaf Odası Başkanı, sektörün en dinamik, en tecrübeli isimlerinden biri, Sayın İhsan Temel Başkanım, başkanım geçmiş olsun. Sizi fazla yormadan dinlemek istiyoruz, buyurun.
İSTANBUL KAMYONCULAR ESNAF ODASI GENEL BAŞKAN VEKİLİ İHSAN TEMEL:
Teşekkür ederim. Şimdi benden önce konuşan arkadaş taşıma sektörünün genel yanlarını ve taşıma sektöründeki unsurları anlattı. Ben daha çok taşıma sektörünün sorunları, geleceğe bakışı ve gelecekten beklentileri üzerine konuşmak istiyorum. Türkiye trafik kazaları ve kazalardaki kayıplar oranında dünyanın üst seviyelerinde yer alan ülkelerden biri. Bu ülkede her yıl 1000 kaza, her on yılda ortalama bir şehir insanı, kazalarda ölmektedir. 2020 verilerinde 4600 kişi trafik kazasında ölmüş. 160 bin kişi de trafik kazasında yaralanmış. Ancak bu 4600 kişi içinde, hastanede ölenlerin sayısı belli değil. Yapılan araştırmalar kazaların sebebini, %95 sürücü hatası olarak saptamış ve sürücülerin iyileşmesi ve kazaların azaltılması çalışmaları da başlamıştır. Yolların yeniden gelişli gidişli ve çok şeritli olması, kazaları azaltmamış, çünkü kazaların olma sebebi yollar değil, araçları kullananlar, bu şekilde biz yanlış yerde miyiz diye düşünüyorum. Ancak geçen günlerde Ankara’da bu konuda bir çalıştay yapıldı. Çalıştay’ da çıkan sonuç, sürücülüğün gerçekten bir meslek olarak belirlenmesi ve bu meslek erbabının yetiştirilmesi için, her kuruma görev düştüğünü ve kurumlar arası işbirliği ile yapılacak bir çalışmayla bunun önüne geçilebileceğidir. İnşallah önümüzdeki süreçte Türkiye, trafik kazalarında ölen ve trafik kazalarında kaybolan değerlerin en aza indiği ülkeler arasında yer alır. Bunu böyle söyledikten sonra biz sektörümüzün sorunlarına geçelim. Türkiye, taşımanın %95’ini karayolu ile yapan bir ülke. Havayolu, denizyolu, boru sistemleri gibi diğer taşıma modları, kalan bu %5 çerçevesi içinde çalışmalarını sürdürüyor. Tabi, karayolunun ağırlıklı olarak taşıma sisteminin içerisinde olması, 50’den sonra değişen politikaların sonucunda olmuştur. Bunu dengelemeye çalışan diğer örnek aldığımız ülkelere bakacak olursak, onlarda karayolunun ağırlığı %70’ler civarında devam etmektedir. Biz enerji kıtlığı yaşayan, enerjiyi de dışarıdan satın alan bir ülkeyiz. Biz deniz yollarını, su yollarını daha çok kullanmaya ve ara modları da birleştirerek, karayolunu taşımacılığını azaltmalıyız diye düşünüyorum. Bunun yanında, şimdi sektöre baktığımızda yük taşımada 1 milyon 600 bin araç görülmekte, bu taşımanın aşağı yukarı 70-80 yıldır sorunları aynı devam etmektedir. Biz 1997 yılında Türkiye Taşıma Kooperatiflerinin Merkez Birliğini kurduğumuzda,16 tane sorun tespit etmiştik. Bu sorunlardan 8’i hale halledilmiş değil. Ben kendi yaşamımdan hatırlıyorum, Meral Akşener Hanımın İçişleri Bakanlığı döneminde, İstanbul’da yaptığımız bir esnaf toplantısında, konuşmacı olarak çıkıp, mutlaka plaka tahdidi gelmelidir şeklinde bir talepte bulunduğumda, bakacağız demişti. Fakat hala plaka tahdidi talebimizi söylemeye devam ediyoruz. Arkadaşım anlattı, pandemi döneminde şöyle oldu, böyle oldu. İyi de pandemi dönemi geçicidir, işte geçiyor yani toplumların hayatında zorlu dönemler olmuştur ve geçmiştir, bu da geçecek. Ama süregelen sorunların halledilmesi, bizim önümüzde duran en önemli meselelerden biridir. Hala Türkiye’de, dediğim gibi 1 milyon 600 bin aracın taşıma yaptığı bir karayolu taşıma sistemi içinde, dönemin Sayın Ulaştırma Bakanı Binali Bey, 300 bin aracın istihdam fazlası olduğunu ifade etmiştir. Yani %30-35’e varan bir araç fazlalığıyla, Türkiye kara taşımasını yürütmektedir. Bu hiçbir zaman önlenmeye çalışılmadı. Çünkü bölgeler arası yük transferinde, devletin elinde bir veri yok ve Ulaştırma Bakanlığı’nın 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile Ulaştırma Bakanlığı’na bırakılan, iller arası ve bölgeler arası taşıma kapasitelerinin düzenlenmesi yetkisi, bu bilgisizlik nedeniyle hayata geçirilememiştir. Biz bu nedenle Türkiye’de atıl kapasitenin yüksek olması ve taşımanın %98 karayolu ile yapılması nedeniyle, taşıyanın hiçbir zaman fiyatının olamayacağı, taşıma fiyatının olamayacağı, taşıtanın ise almak zorunda olduğunu biliyoruz. Bu yıllar boyu kullanılmıştır ve taşımacı esnafı bugün modern köle görünümündedir. Biz bu modern köleliği kabul etmiyoruz ve bu ülkede yaptığımız işin kıymetini, değerini biliyoruz. Çünkü biz bu ülkenin beyne enerji taşıyan kan damarları gibiyiz. Ancak maalesef, taşımayı ucuza getirip, ucuz taşımacılık yaptırmak için, taşıtanlar bu enstrümanları kullanıyorlar ama biz derdimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu gündeme geldiğinde, o kanun çalışması içinde bende bulundum ve her toplantıda Genel Müdür Taner Bey’e, taşıma fiyatlarını belirlenme yetkisinin, bu kanunla mutlaka Ulaştırma Bakanlığı’na verilmesini savundum. Nihayet dediğimiz de oldu, 2006’dan sonra iki sefer, Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü iki sefer fiyat tarifesi çıkartması nedeniyle, karayolu taşımasının alt sınırlarını belirledi fakat dediğim nedenlerden dolayı bir türlü fiyat tarifelerini tutturamadık, çünkü denetim yok. Bugün hala Türkiye’de taşımacılar, taşımayı pazarlık usulüyle yapmaktadırlar çünkü taşımanın %76’sı bireysel taşıma. Evet, lojistik şirketler var, kolektif işletmeler var ama bunlar genel içinde %26’yı bulamıyor. Ve bir de Türkiye taşımasının en büyük sorunu, araç filosunun, eski bir filo olması. Çünkü araçlar içinde, karayolunda yük taşımasında kullanılan araçların ortalama yaşı 14. Ama o 14 yaşın içindeki araçların iç ortalamasını aldığınız zaman, %55’e yakın kısmını 25 yaş araçlar teşkil ediyor. Biz toplum olarak bir zamanlar, AB üyesi olacağız rüyasıyla yatıp kalkıyorduk biliyorsunuz, o zaman şundan korkmuştum. Eğer biz Avrupa topluluğunun üyesi olurda sınırlar ortadan kalkıp, Avrupa taşımacılığı tır taşımacılığının içine girerse, bizim halimiz ne olacak, çünkü taşımacılık bir ülkenin bağımsızlık sorunudur. Siz ülkeniz içinde taşımayı yapabiliyorsanız, bir malın bir yerden bir yere gitmesini sağlıyorsanız, insanlarınızı mutlu edersiniz. Eğer yapamazsanız, yapanlara teşekkür edilir. O nedenle şu andaki en büyük sorunumuz, buradan sesleniyorum, Ulaştırma Bakanına yazdık ama ne hikmetse hala açıklanmadı. Son km yaşının alt limitleri neden açıklanmaz? Bunun biran önce açıklanması lazım. Burada iki tane daha sorun dile getireceğim, 12 tane sorun tespit etmiştim ama önemli olarak gördüğüm iki sorunu sizlere söyleyip, konuşmamı bitireceğim. Değerli arkadaşlar, Türkiye’de pandemi dönemini yaşadık ama pandemi sonrasında Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş dönemi başladı. Hiç beklemediğimiz bir anda, bir gecede dolar 7 liradan, 18 liraya çıktı, sonra 16-15 liraya düşünce de başarı olarak sunuldu. Mazotumuz 7 liradan, 22 liraya çıktı. Bu mazot artışları, aydan aya artışlar değil, takdir edersiniz ki o günleri hepimiz yaşadık, haftanın 3 günü zam geliyor, bir gün düşürülüyor, iki gün yine zam geliyor. Taşıma sözleşmeleri yapan kooperatiflerimiz, sözleşmeden doğan haklarını almalarına rağmen, günübirlik artışlar olduğu için, günübirlik sözleşme yapılamayacağı için, zarar etmeye devam etti. Ancak bizim derdimiz o da değil, biz devletimizin her kesime gösterdiği yardım paketini, bize de açmasını diliyoruz. Talebimiz şu, taşıma sektörünün çalışmasını, bir malın bir yerden bir yere giderek, üretimin ve tüketimin buluşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Ama bizim aldığımız mazotta ÖTV niye var, bunu soruyoruz. Eğer ÖTV, özel bir tüketim vergisiyse, hususi araçlara olsun, adam arabasına binmesin toplu araçlara binsin ama siz yükü otobüsle taşıyamazsınız. Bunu yine taşıyıcılarla yapmanız lazım ve biz taşıma sektöründe, mesleği taşıyıcılık olan taşıyıcılarımızın aldıkları mazottan ÖTV’nin çıkarılmasını talep ediyoruz. Bunu da akaryakıt fiyatlarını düşürün diye söylemiyoruz, bu anlaşılmıyor, biz diyoruz ki, biz her yıl gelirlerimizi bir beyannameyle, vergi dairelerine bildiriyoruz. O bildirdiğimiz beyannameler üzerinden gelir vergisi ödüyoruz. Her taşımacı arkadaşımız yıl sonunda bunu yapıyor. Bizim bir yıl boyunca kullandığımız akaryakıttan alınan ÖTV’nin bize geri ödenmesini ya da vergimizden düşürülmesini talep ediyoruz. Bunun böyle anlaşılması lazım. Biz mazotu indirin, şu fiyattan ÖTV’siz mazot istiyoruz demiyoruz, biz diyoruz ki, biz mazot alalım ama bir yıl sonra maliyeye verdiğimiz gelir vergisi beyannamesinde, giderlerimiz içinde kullandığımız mazot giderindeki ÖTV tutarını vergilerimizden düşün. Bizim ödememiz gereken bir şey varsa biz ödeyelim ama sizin ödemeniz gereken bir şey varsa da bize iade edin. Bunu söylerken de mazotun dışındaki ki mazot bizim taşımamızdaki giderler içinde %30 -35 yer alıyor. Bunun dışındaki giderlerimizden de zaten yapılabilecek kadar zamlar yapıldı, bu zamlara göğüs gerebiliriz. Ama bu iki şeyin biran evvel, yani taşıma fiyatlarının alt limitlerinin belirlenmesi ve akaryakıttan ÖTV’nin çıkartılması konusunu talep ediyoruz. Çünkü ÖTV, KDV’yi doğuruyor. Yani 100 lira mazot, 50 lira da ÖTV, 150 lira, KDV’yi de 150 lira üzerinden alıyor. Dolayısıyla 50 liralık ÖTV, %18 KDV doğurmuş oluyor. Verginin vergi doğurması nasıl bir şeydir, müşavirler, maliyeciler, ekonomistler herhalde söyler diye düşünüyorum. Bu kadar uzattığım için kusura bakmayın, hepinizden özür dilerim. İnşallah bu konuşmalarımız bir yerlere ulaşır, birileri de bu konuda cevap verir diye düşünüyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Ağzınıza sağlık, sağ olun sevgili başkanım, efendim şimdi hep taşıma sektörü derken, ulaşım sektörünün en önemli alanlarından biri, Ankara Servis Aracı İşletmeleri Esnaf Odası Başkanı Sayın Tuncay Alemdağlı huzurlarımızda, Tuncay başkanım hoş geldiniz.
ANKARA SERVİS ARACI İŞLETMELERİ ESNAF ODASI TUNCAY ELMADAĞLI:
Hoş bulduk, Fehmi hocam, geçmiş olsun.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Çok teşekkür ederim. Tuncay Bey, sektörün çok önemli başkanları konuşma yaptı, şimdi siz büyük kent ulaşımlarının içindeki en önemli konu başlıklarından, servis araçlarına ilişkin işletmelerin oda başkanısınız. Sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini nasıl dile getirirsiniz Muhterem Başkanım?
ANKARA SERVİS ARACI İŞLETMELERİ ESNAF ODASI TUNCAY ELMADAĞLI:
Bu arada katılımcılara teşekkür ediyorum, şimdi Fehmi hocam, tabii ki zor bir süreçten geçtik. Yaklaşık 2,5 yıl oldu, 2,5 yıldır az önce sayın başkanımın da anlattığı gibi bizim belimizi büken, gerçekten ulaşım sektörüne zarar verenlerden en önemlilerden bir tanesi akaryakıt giderleri. Bizler büyük şehirlerde, kurumların ihalesini alan firmalarla çalışıyoruz. Bunların birçoğunun sözleşmelerinde, süre içerisinde bu mazota gelen zamların içeren maddeleri kaldırmışlar. Bunun da sıkıntısını, bu dönemde yaşadık. Geçen yıl okullar açıldığında mazot 6 küsur liraydı, sonra 11-12. ayda bu 12 liraya çıktı, bugün geldiği rakam 22 lira oldu. Bizler çalıştığımız kurumlardan, firmalardan mazot farkı istedik. Mazot farklarını alamadıklarını beyan ettiler. İncelediğimizde de birçok firmanın da alamamış olduğunu gördük. Bununla alakalı ziyaret ettiğimiz milletvekilleri veya odamıza ziyarete gelen yetkili kişilere, milletvekillerimize, il başkanlarımıza bu sorunun, büyük bir sorun olduğunu, insanların cebinden para koyarak, takviye yaparak, servis taşımacılığına devam etmek zorunda kaldığını, bunun da sürdürülebilirliğinin olmadığını defalarca ifade ettik. Hatta Aralık ayında çıkan, düzenlenen kanunla, aradaki mazot farklarının verilebileceği, daha sonra mecliste yaptığımız görüşmelerde özellikle taşımalı eğitimde ki çok odamızda taşımalı eğitim var, bununla alakalı artık son noktaya gelindiğini, insanların cebindeki parayı koyarak, taşımacılık sektöründe çalıştığını, kendilerine ifade ettik. Taşımalı eğitimle alakalı ikinci bir düzenleme yapıldı. Yine bu kurumlardan ihaleleri alan kişilerin, 3. aya kadar olan mazot farklarının ödenmesi ile alakalı bir düzenleme yapıldı. Ama nihayetinde gelinen noktada, bunların çok ta faydası olmadığını gördük. Hatta bizim esnaf olarak şikayetimiz şuydu, Ticaret Odası’nda kayıtlı olan şirketler ki bunu yazılı olarak ta beyan ettik ve meclise, Ticaret Bakanlığına, Maliye Bakanlığına, Hazine Bakanlığına, Cumhurbaşkanlığına verdik. Bu gelen zamlar, büyükte olsa, küçükte olsa firmalara yansıtılıyor, firmalar esnafımızın hakkedişlerine bunu yansıtmayacaklar. Akaryakıta gelecek zamların, esnafa yansıtılması ile alakalı bir düzenleme yapılmasını istedik. Bunda başarılı olamadık. Bununla alakalı, Türkiye Şoförler Otomobiller Federasyonuna gittik, onlarda uğraştılar, herkes elinden geleni yaptı. Ama öğrendiğimiz kadarıyla, Kamu İhale Kurumu mevzuatında böyle bir mevzuatın mümkün olmadığını, bununla alakalı Türkiye genelindeki, tamamı esnaf olan bireysel taşımacılara böyle bir paranın ödenmesinin kanunen yapılamayacağını, yapılan bir düzenleme ile de işin içinden çıkılamayacağını söylediler. Hatta bunu yazıya da dökmüşler, böyle bir şeyin olması mümkün değil diye. Firmalara bu akaryakıt giderlerini az da olsa ödediler. Özüne dönersek, Sayın İhsan Başkan’ımın söylediği gibi, gerçi ben o kısma katılmıyorum, ÖTV, KDV indirimi ile alakalı en son mahsuplaşalım kısmına. Esnafın dayanacak gücü kalmadığı için, eğer böyle bir güzellik yapılacaksa, şimdi ÖTV, KDV gibi bir indirim yapılması lazım ki kişiler direkt pompa fiyatında almalı ya da bu indirimin alışveriş yaparken karşılarına geçmesi lazım. Cebinden para ödeyerek bu taşımacılık sektörüne devam ettirmeye çalışan esnaflarımız var. Ulaşım sektöründe sadece biz de değiliz, dolmuşçusuydu, taksicisiydi, otobüsçüsüydü ki bunların içerisinde halk otobüsleri ve minibüsler ağırlıklı, biz de 3. Sırada geliyoruz. Ben direkt yansıtılması tarafındayım. Ama şunun da bilinmesi gerekiyor. Konuştuğumuz bakanlık bazındaki görüşmelerde, ÖTV ve KDV’nin mazotla ilgili kısmında, bize çok faydasının olmayacağını, rakamların düşük olduğunu yani akaryakıtta ÖTV ve KDV’nin çok etkili olmadığını ifade ettiler. Yine de biz olmasının güzel olacağını, bir nebzede olsa, aspirin tedavisi de olsa, bunun faydasının olacağını görüştüğümüz kişilere ilettik. Ama şu ana kadar da bununla alakalı bir şey olmadı. Bunun yanında ulaşım sektörüne özellikle destek verilmesini, destek verilememesi durumunda hayatta kalamayacağını söylüyoruz sürekli. Devletimizde her ne hikmetse, minibüsçülere, halk otobüsçülere, özellikle toplu taşıma araçlarına destek veremiyor, hatta bununla ilgili kanunda var, 2-3 yerde geçiyor kanunda, diyor ki, ücretsiz yolcu taşımacılığı yapan sektörlere bu destek verilir. Parantez içinde açmış, servis araçları, taksiler, minibüsler bu konunun dışında diyor. O zaman elimizde sadece halk otobüsleri kalıyor, devlette bu anlamda kanuni bir şey olduğu için yardımcı olamıyor. Şu anda taşımacılık sektörünün neresinden tutarsanız, elinizde kalıyor. Kısaca benim söyleyeceğim de akaryakıt giderlerinin dışında, tamir, bakım, masraf gibi giderlerde var. Bir sanayiye gidiyorsunuz, bir sene önce 600-700 liraya aldığınız küçük bir parça, bugün olmuş 2000-3000 lira. Bir metrelik bir hidrolik hortum almaya kalktım, metresine 1100 lira istiyor. Biz bunu 50 liraya, 100 liraya alıyorduk. Gelen zamlar, %500’lere, %1000’lere çıkmış. Sadece mazot gideri de değil, genel anlamda ulaşım sektörüyle alakalı bir düzenleme, bir yardım, yani bir şey yapılması lazım. Yani bu esnafın geriye dönük 2 yılını kurtarması ya da önümüzdeki süreç içerisinde kurtarması için bir düzenleme yapılarak, buna bir çözüm bulunması gerekiyor diye düşünüyorum. Benim söyleyeceklerim bu kadar Fehmi hocam.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Katılımınız için teşekkür ederim. Değerli başkanlar, ilk oturumun sonuna geldik, şimdi sırasıyla söz almak isteyen başkanlarımızın, ekleyeceği, eksik kaldığı ya da sizden daha önce veya sonra konuşan konuşmacılarımıza katkı sağlayacağınız hususlar varsa, onları da almaya çalışalım. İbrahim Bey sizden başlayalım, Sayın Kayıkçıoğlu?
ULUSLARARASI NAKLİYAT SEKTÖRÜ TEMSİLCİSİ İBRAHİM KAYIKÇIOĞLU:
Hocam ben ilave olarak, az önce başkanlarımızdan birisi aynı konuya değindi, yurtdışından ülkemize giren yabancı plakalı araçların, biraz da teknik kontrolleri hakkında, tavsiye niteliğinde bir iki izahat vermek istiyorum. Ben bizzat kendimin yaşadığı bir şeyle anlatacağım bunu, kendi özel aracımla Bulgaristan’da seyahat ederken, gerçi Avrupa ülkelerinde daha çoktur da, Bulgaristan’da buna yeni şahit oldum. Bulgar karayolları ekipleri, müsait bir parkta araçları sırayla otobanda tek şerit halinde durdurup, tek tek araçları çıkartıyorlar, sarsıntı makinasıyla, genelde TÜV merkezlerinde olur, lastiklerini, mevsimine göre zincir, takoz, yangın söndürücü, lastik derinliği, teknik aksanlarını, sürüş ihlallerini sırayla kontrol edip, gönderiyorlar. İhlalleri olanları, servise çekilecek olanları, servise yönlendiriyorlar, hafif unsurlu eksiklere de para cezası kesiyorlardı. Böyle bir kontrolü ben kendi ülkemde, mesleğe daha çocuk yaşımda başladım 1981’de, o günden beri şahit olmadım. Kontrol istasyonları açıldı ama onlarda plakaya göre, tonaj ağırlığına, aracın fenni muayenesine bakıyorlar. Ben yabancı araçlarında hiçbir şeyine baktıklarına inanmıyorum. Trafik polislerimiz bazen görev yapıyorlar, onu inkar etmemek lazım, sürücü ihlallerini kontrol ediyorlar. Trabzon’a sık seyahat ettiğim için, uçağı kullanmam, mesleğim itibariyle hep karayolunu kullanırım. Bu yabancı plakalı araçlar radara dahi girmiyorlar, ben bilmiyorum bunlardan para alınıyor mu? Daha yeni sınır kapılarında alınmaya başlandığını duydum, inşallah başlanmıştır. Bir de otobanlarda, şuan Kuzey Marmara açıldı, oradaki gişelerden zaten geçirmiyorlar, diğerleri de yasaklandı ama HGS olmayan yerlerde de para vermediklerini söylüyorlar. Bunlar, bizim şoförlerimizin bize yansıttıkları, bizzat kendim görmedim. Bu kontrollerin ülkemizde de yapılmasını karayolları makamlarından talep ediyorum. Mesela kışın bizim Karadeniz sahil yolunda kapanmalar oldu, Türkiye’nin her yerinde kış ağır geçti muhakkak ta ben bölgem olarak diyorum. Görele’de hafif bir rampa var, karşı şeritte baktım yol kapanmış, yolda hafif bir buzlanma olmuş, karayolları ekipleri zaten o sıkışıklıkta araya girip tuzlama yapamıyor. Bizim Karadeniz ikliminde yağmur yağar, bir bakarsınız biz ona gölge yerler deriz, kırağı düşer, orası buzlanma yapar. Buzlanma yapmış, bakıyorsun yol kapalı, adam yabancı plakalı, bırak kış lastiği zinciri yok, polis zincirini tak diyor, adam zincirim yok diyor, bu nasıl bir ülke diyorsun. Bulgaristan giriş kapısında, kantarda sorar, kış lastiğin var mı diye sormaya, Ekim 15’de başlar, Mart 15’e kadar sürer. Avusturya, Almanya hepsi trafik kontrollerinde sorar. Bulgaristan, Türkiye Kapıkule’den veya Hamzabeyli’den girerken sorar. Zincirin var mı, ikna edemezsen indirir, bakar, bizim ülkemizde böyle kontrollere ben rastlamadım. Ben bu kadar yurtdışında çalıştım, bugüne kadar hiç rastlamadım, olduğunu da zannetmiyorum. Ülkemizin bu kontrolleri yapması lazım zaten kazalardan belli oluyor. Sürücü ihlalleri, takograf ihlalleri, uykusuz yola gidenler, bunlara yurtiçi taşımalarında da çok dikkat edilmesi lazım. Aracın teknik özellikleri, fren balatası, disk dişi, lastiği, lastik dişi, bunlar Avrupa’da yıllardan beri olan şeyler, artık ülkemizde de olması lazım. Bu yollara bu kontrolsüzlük yakışmıyor. Artık ülkemizin dağı tepesi çift şerit otoban oldu, bu yollara artık lastiğin dişlisi, cıvatası düşmeyecek. Eskiden yollarımız böyle değildi, yapanlardan Allah razı olsun. Trabzon’dan İstanbul’a rahat rahat taksiyle 10 saatte gelebiliyorsun, eskiden öyle miydi? Sıfır yol, araba seni sarsmıyor, arabanı yıpratmıyor, o zaman aracın teknik özellikleri çok güzel olacak, bu kontrolün olması bu yollara yakışır. Son olarak bunu ifade etmek istedim. Teşekkür edip, saygılarımı sunuyorum.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Teşekkür ederiz. Serkan Bey, TOBFED Başkanımız, değerli konuşmacıları dinlediniz, son olarak eklemek istediğiniz, Sayın Başkanlara söylemek istediğiniz önerilerinizi de alalım.
TÜRKİYE OTOMOTİV BAKIM DERNEKLERİ FEDERASYONU GENEL BAŞKANI SERKAN BAKIRTAŞ:
Değerli hocam, Sayın Başkanlarımın hepsine teşekkür ediyorum, ağızlarına sağlık. Ben şunu görüyorum ki hepimiz ayrı sektörlerde faaliyet göstersek te, konu otomotiv ve araç, farklı alanlarda hizmet üretiyoruz. Dolayısıyla sorunlar hep aynı, başkanım şoför istihdamı, şoförlerin yetişmesi noktasında bir görüş beyan etti. Kesinlikle bu alanda ülkemizdeki en büyük sorunlardan biri de mesleğin, zanaatın yeniden inşa edilip, öğretilmesi çok kıymetli. Bugün ülkemizde OSD verilerine bakıldığında 20-29 yaş arası %33 genç nüfusun, ne bir okulu ne de bir mesleği olduğunu görüyoruz. Ülkemiz kadında, OSD ülkeleri arasında birinci sırada. Özellikle biz MEB’le de protokol imzaladık. Milli Eğitimle, Milli Eğitim Merkezlerini inşa edeceğiz Allah nasip ederse, bu, şu anlama geliyor. İhtiyaç olan birçok üye işyerine biz personel desteğini, profesyonel şekilde sağlıyor olacağız. Bu işi yaparken aynı zamanda, lisede de okumasına devam edecek. Hem lise diplomasını, meslek lisesinden almış olacak, 4 gün işyerinde faaliyet gösterirken, 1 gün meslek lisesinde olacak veya meslek lisesi bir hoca gönderecek. Bu şekilde %30 devletin katkısı olacak. Yaptığımız protokol çerçevesinde, bordrosunu da meslek lisesi ödeyecek. Bir nebzede olsa sektörü rahatlatacağımıza inancımız tam, yani günün sonunda en büyük sorun istihdam, nitelikli işgücü, personel, bu önemli bir konu. Diğer tarafta, servis ve bakım standartları noktasında da yapılacak çok iş var, onu görüyorum. Sektör olarak hepimiz kendi sektörümüzdeki sorunları çok net bir şekilde tespit etmiş durumdayız. Gerekli kurumların bize çözümler adına destek olmalarını, adım atmalarını bekliyoruz, bu çok önemli. Yine trafik başlıca bir sorun, biz daha çok şehir merkezlerinde hizmet üreten noktalarız. Servisten bahsettiniz, servis bambaşka bir konu, serviste yapılması gereken çok iş var. Umut ediyorum ki hep beraber bu çalışmaları ilerletip, belki birlikte bir meslek grupları halinde hareket ederek, günün sonunda muhatap yine tek alan olacak. Belki Ulaştırma Bakanlığı olacak, belki bazı noktalarda diğer bakanlıklardan destek almamız gerekecek ama mücadele etmeden olmuyor. Biz 2013 yılında, araç yıkama, bakım, servis, vale bir meslektir diye başvurduk, mesleki yeterlilikle başlayan süreçte 7. senede yetki aldık, 9.senede de MEB ile protokol yapabildik. Söylemeden olmuyor, sektörün sorununu en iyi yine sektördeki oyuncular biliyor, kamu bunu ne kadar bilebilir ki yani bu işi icra edenler yani bizler bu işi çözüme ulaştırabiliriz. Tabi biraz kolay olmuyor ama mecburen bu yola çıktığımız için elbette bu zahmeti çekeceğiz ki, sektöre bir miras bırakalım, sektörde bizden sonra gelenlerde en azından Allah razı olsun, önümüzü açmışlar, sorunları görmüşler desinler. Ama tabi bu da yetmeyecek, sürekli güncellenmemiz gerekecek. Özellikle yeni dünyaya baktığınızda zaman çok hızlı ilerliyor, her şey yenileniyor. Az önce üstadımızın dediği gibi yollar neydi, ne oldu. Bugün araçlar da yenileniyor, gelişiyor. Bu çerçevede araçlar yenilenip, gelişiyorken, araçlara bakan tamir edenlerin de bu güncel duruma hazır hale getirilmesi gerekiyor. Ben hepinizi saygıyla selamlıyorum. İnşallah, bu toplantılar hayırlara vesile olur, devamını bekliyoruz inşallah.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Nezaketinize teşekkür ederim Serkan Bey. Mustafa Bey, değerli başkanlarımızı dinledik, son olarak eklemek istediğiniz, öngördüğünüz, önceliği olan konular varsa onları da alalım sevgili başkanım.
ANKARA OTO SANATKARLARI ESNAF ODASI BAŞKANI MUSTAFA ARSLANOĞLU:
Başkanlarımızı dinledik, başkanlarımız sektörün genel sorunlarıyla ilgili zaten kendi duygu ve düşüncelerini paylaştı. Bunun akabinde tabi çözüm önerileriyle de, biraz önce başkanımın dediği gibi, bu sektörde gerçekten emeği olan, sorunu yaşayan insanlar, çözümü de mutlaka bulacaklardır. Devletin bürokratı maalesef her konuda bilgi sahibi değil. Belki yanlış bilgiler alıyorlar, belki yanlış araştırmalar yapılıyor, nereden bakıldığına bağlı, sonuç itibariyle bizlerde bu sektörün içindeyiz. Sektörler olduğu sürece sorunlar mutlaka olacak. Bu toplantıdaki başkanlarımızın görüşleri önemli, elbirliği ile sorunlarımızı ele alırsak, çözümün de daha kolay olacağını düşünüyorum. Çünkü bu süreçte biz bunu yaşadık, gördük, özellikle otomotiv sektörü, gerçekten hem Türkiye’de hem dünyada kabul edilebilir bir sektör, başkanlarımın da dediği gibi sektörün de bazı sorunları olacak. Biraz öncede söylediğim gibi, petrol fiyatları ve yedek parça ile ilgili mutlaka sıkıntılar olacak. Önemli olan biran önce çözümleri bulmak, çözüm yolları ararken de istişarenin önemli olduğunu, bu istişare sonunda ortaya çıkacak çözüm önerilerimizi, devletimizin bakanlıkları olsun, TBMM çatısı altında güzel bir çalışmayla da olumlu bir şekilde neticelendirmek bizim vazifemiz, bu doğrultuda çalışmalarımızda devam edecek. Tüm katılımcı başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Allah yollarını açık etsin. Sonuç olarak sektörel bazda her bir sektörün temsilcileri, esnafları zor durumda, sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Umarım sorunları, sıkıntıları çözmekte bizim gibi temsilcilere düşüyor. Bu doğrultuda Allah yar ve yardımcımız olsun, teşekkür ediyorum.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Çok sağ olun. Tuncay Başkanım, değerli başkanlarımızı dinlediniz, eklemek istediğiniz bir şey son olarak var mı?
ANKARA SERVİS ARACI İŞLETMELERİ ESNAF ODASI TUNCAY ELMADAĞLI:
Bende yanı şeyleri söylüyorum, değerli katılımcılara teşekkür ediyorum. Bu tür konuları birlikte ne kadar seslendirebilirsek, dillendirebilirsek, sizlerin bu anlamda yapmış olduğunuz toplantılar çok önemli, sesimizi ne kadar duyurabilirsek, inşallah önümüzdeki süreçte, mutlu mesut şekilde, bu şikayetlerin en aza indirildiği bir şekilde yolumuza devam ederiz diyorum. Teşekkür ediyorum.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Çok sağ olun. Süleyman Bey, hukuk alanında çalışmalarıyla bildiğimiz Süleyman Bey, değerli başkanlarımızı dinledik, bu konuyla ilgili sizin de son olarak önerileriniz varsa alalım lütfen.
HUKUKÇU SÜLEYMAN KIRAN:
Tabii ki, lojistik sektörü, taşıma sektörü çok önemli, çünkü taşıma maliyetlerindeki her artış, taşımacılarımız her ne kadar istemese de, aslında vatandaşa ister istemez yansıyor. Lojistik sektörü aslında ülkemizin ortak paydası, herkesi bir şekilde ilgilendiriyor. Yakın zamanda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde, karayolu taşıma yönetmeliği değişikliğine ilişkin bir çalıştay vardı. Bende Ankara Barosu’nu temsilen katıldım. Orada, pandemi haricinde şunu söyleyebilirim, yönetmeliğe baktığımızda ya da karayolu taşıma kanununa baktığımızda, çok fazla yetki belgesinin olduğu görülmekte, bunda zaten mutabık kaldık. Birbirinin alanına giren yetki belgeleri var ve bu yetki belgeleri aslında bir taşımacıya gider olarak yansıyor. Niye, o belgeyi almak zorunda, artan maliyetler var, bunların azaltılması konusunda mutabık kalmıştık. Bunu ilgililere, Ulaştırma Bakanlığı’na da ilettik. Sanırım bu konu ile ilgili bir çalışma yapacaklardır. Bunun dışında, dolmuş şoförlerimizin yakın zamanda, Ankara’da bir iş bırakma eylemi oldu. Artık akaryakıt zamlarıyla mücadele edemediklerini söylediler. Tabi her gün bir şekilde akaryakıt fiyatları artıyor, ister istemez desteklenmeyen esnafta zor durumda kalıyor. Bunu vatandaşa açıklamakta da zorlanıyorlar, çünkü sanki kendileri arttırıyormuş gibi bir izlenim çıkıyor, halbuki bu bir zorunluluk. Peki, ne yapmak gerekiyor, dediğim gibi, bir vergi teşviki olabilir ya da ekonomik destek paketleriyle, her ne kadar mevzuatta destek paketleri, ücretsiz taşıma yapanlar için olsa da yapılabilir, devletimiz büyük, hukuki engel yok. İstenirse pek tabi, devletimiz bu sektörü de ekonomik olarak destekleyebilir. Bunun bir engel olmadığını düşünüyorum. Dediğim gibi lojistik bizim için önemli, taşıma sektörü çok önemli, çünkü her gün, herkesi bir şekilde ilgilendiriyor. Ve bu şekilde finanse ederek aslında ülkemize değer kattığımızı düşünüyorum. Ben teşekkür ediyorum tüm katılımcılara, Fehmi Çalmuk Bey’e de teşekkür ediyorum.
DÜNYA ESNAF VE SANATKÂRLAR DERNEĞİ AHİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI, ESNAFHABERTV.COM GENEL YAYIN YÖNETMENİ FEHMİ ÇALMUK:
Değerli katılımcılar, bir zoom toplantısını beraber yaptık. Benim sizden şöyle bir talebim var, size Whatsapp gruptan da bir nihai bilgilendirme yapacağız, sizin konuşmalarınızı deşifre edeceğiz. Deşifreleri bir rapor halinde kamuoyuna sunacağız. Size çok rahat ulaşabilmemiz için, grupları bir süre muhafaza etmenizi talep ederiz. Bunu yayınlayacağız ve bu surette de inşallah, değerli kamuoyuna, ilgili kurumlara, sorunlar, çözüm önerileri konusunda bir başlık sunabiliriz. Aynı zamanda bu konuşmalarınızı esnafhabertv.com’da da haber olarak yayınlayacağız. Hepinize katılımlarınız için çok teşekkür ediyorum.
Ahi Enstitüsü’nün ve Dünya Esnaf Sanatkarlar Derneği’nin bu çalışmalarına katkılarınızdan dolayı da ayrıca teşekkür ediyorum. Hayırlı günler dilerim efendim.
SONUÇ VE ÖNERİLER:
- Akaryakıt ta ver alan ÖTV vergisi kaldırılmalıdır. KDV’de indirim yapılmalıdır. Bu konuda vergi mükellefi esnafla mahsuplaşma yolu başta olmak üzere bazı indirimlerin ve teşviklerin sağlanması,
- Son km yaşının alt limitleri açıklanmalıdır.
- Yük taşımacılığında veri analizi gerçekleştirilmeli, Yük taşımacılığında araç fazlalığı giderilmeli,
-Taşıma sektörünün %55’ni 25 yaş araçlar oluşturmaktadır, bu konuda yeni araçlar için uzun vadeli düşük faizli krediler verilmeli,
- Servis araçları, dolmuşçu ve taksi esnafı da halk otobüsü gibi devlet desteği kapsamına alınmalı,
-Kamu İhale Yasasında değişiklik yapılarak servisçi esnafının mağduriyeti giderilmeli,
-Trafik kazalarının yüzde 95’i şoför hatalarından kaynaklanmaktadır. Acilen Şoför eğitimlerinin başlatılması,
-Şoförlük mesleği için Mesleki Yeterlilik Kurumu belgesi aranmalı
-Büyükşehirlerde park sorunun çözümü için optimizasyon çalışması yapılması,
-Taşımacılık sektörü için büyük kentlerde lojistik köy alanları oluşturulmalı,